Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
XIII. YÜZYILDA ANADOLU'DA GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI
XI. yüzyılda Anadolu'ya doğru Türk akınları başlamış ve 1071 Malazgirt zaferiyle Türklerin bu coğrafyadaki varlığı pekişmiştir. Fakat 1248 yılında Anadolu Selçuklu Devleti Moğollar karşısında bir mağlubiyet almış ve Anadolu'da karşıklıklar ve kargaşa baş göstermiştir.
Yaşanan bu olumsuzluklardan bunalan halk dîne yönelmiş ve teselliyi tasavvufta aramıştır. Bu dönemde bir kültür merkezi hâline gelen Tekkeler etrafında kendine has bir edebiyat gelişmeye başlamıştır.
Dönemin siyasi koşullarından dolayı XII. yüzyılda eser verilemediği görülmektedir. XIII. yüzyıla gelindiğinde ise Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlâna ve Sultan Veled gibi mutasavvıf şairler hem halkı irşad etmiş hem de bu yönde eserler vermişlerdir. Ancak bu eserler büyük çoğunlukla Arapça ve Farsçadır. Bunlar arasında Türkçenin varlığı Mevlâna'nın kaleme aldığı birkaç mülemma ve Sultan Veled'in az sayıda Türkçe şiirinden ibarettir.
Bu dönemde Türkçe eser veren en önemli şahsiyet, yine bir mutasavvıf olan, Yunus Emre'dir. Türkçenin bir edebiyat dili olarak gelişmesinde büyük önemi olmasına ve bazı şeklî benzerliklere rağmen Yunus Emre'nin şiirlerini divan şiiri geleneği içinde değerlendirmek zordur (Bilkan, 2013: 21).
Merkezî otoritenin zayıfladığı bu dönemde beylikler siyasi etkinliklerini artışmışlardır. Buna bağlı olarak beyliklerin başkenti konumundaki şehirler aynı zamanda ilim ve sanat merkezi hâline gelmişlerdir. Bu yüzyıl tekkeler ve medreseler etrafında yeni bir toplumun zihnen ve ruhen mayalandığı bir asır olmuştur. Türkçenin edebiyat dili olarak son derece sınırlı bir varlık gösterdiği bu dönem, bir hazırlık safhası olarak görülebilir.
____________
Kaynakça
Tarih: 2021-01-01 19:27:47 Kategori: Edebiyat
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
XIII. YÜZYILDA ANADOLU'DA GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI Nedir
XI. yüzyılda Anadolu'ya doğru Türk akınları başlamış ve 1071 Malazgirt zaferiyle Türklerin bu coğrafyadaki varlığı pekişmiştir. Fakat 1248 yılında Anadolu Selçuklu Devleti Moğollar karşısında bir mağlubiyet almış ve Anadolu'da karşıklıklar ve kargaşa baş göstermiştir.
Yaşanan bu olumsuzluklardan bunalan halk dîne yönelmiş ve teselliyi tasavvufta aramıştır. Bu dönemde bir kültür merkezi hâline gelen Tekkeler etrafında kendine has bir edebiyat gelişmeye başlamıştır.
Dönemin siyasi koşullarından dolayı XII. yüzyılda eser verilemediği görülmektedir. XIII. yüzyıla gelindiğinde ise Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlâna ve Sultan Veled gibi mutasavvıf şairler hem halkı irşad etmiş hem de bu yönde eserler vermişlerdir. Ancak bu eserler büyük çoğunlukla Arapça ve Farsçadır. Bunlar arasında Türkçenin varlığı Mevlâna'nın kaleme aldığı birkaç mülemma ve Sultan Veled'in az sayıda Türkçe şiirinden ibarettir.
Bu dönemde Türkçe eser veren en önemli şahsiyet, yine bir mutasavvıf olan, Yunus Emre'dir. Türkçenin bir edebiyat dili olarak gelişmesinde büyük önemi olmasına ve bazı şeklî benzerliklere rağmen Yunus Emre'nin şiirlerini divan şiiri geleneği içinde değerlendirmek zordur (Bilkan, 2013: 21).
Merkezî otoritenin zayıfladığı bu dönemde beylikler siyasi etkinliklerini artışmışlardır. Buna bağlı olarak beyliklerin başkenti konumundaki şehirler aynı zamanda ilim ve sanat merkezi hâline gelmişlerdir. Bu yüzyıl tekkeler ve medreseler etrafında yeni bir toplumun zihnen ve ruhen mayalandığı bir asır olmuştur. Türkçenin edebiyat dili olarak son derece sınırlı bir varlık gösterdiği bu dönem, bir hazırlık safhası olarak görülebilir.
____________
Kaynakça
- Kocatürk, V. M. (2016). Büyük Türk Edebiyatı Tarihi. İstanbul: İKÜ Yayınevi.
- Saraç, Y. (2017). Divan Şiirinden Seçmeler. Ankara: MEB Yayınları.
- Şentürk, A. ve Kartal, A. (2015). Eski Türk Edebiyatı Tarihi. İstanbul: Dergâh Yay.
Tarih: 2021-01-01 19:27:47 Kategori: Edebiyat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx